Online Kataloğumuzu Hemen İncelemek İçin Lütfen Tıklayınız.
Kivinin İklim İstekleri:
Genel olarak kivi kültürünün yapılabileceği alanlar kışları ilik, yazları sıcak ve nemli yörelerdir. Dünya'da kivi üretiminin yapıldığı yörelerin yıllık sıcaklık ortalamaları yaklaşık olarak 12 ile 16°C (bazı yörelerde 20) arasındadır. Bu aralıklara Akdeniz ülkelerindeki üretim alanlarının tamamı girmektedir. Sıcaklık yönünden yıllık ortalama sıcaklıkların yanında mart kasım dönemini kapsayan vegetasyon dönemindeki sıcaklık toplamaları da önemlidir. Bu değerlendirme ışığında vegetasyon döneminde 8°C'nin üzerinde 1800, 10°C'nin üzerinde 1300 saat sıcaklık toplamı olan ekolojilerde kivi yetiştirilmektedir. Yetiştirilen yörelerde en iyi sonuçlar vegetasyon döneminde 8°C'nin üzerindeki ısı toplamı en az 3.000, 10 C'nin üzerindeki sıcaklık toplamı en az 2500 saat olan ekolojilerden alınmaktadır (Monastra ve insero 1987). Bitkide vegetatif faaliyetler 8 C ve üzerinde olur. Bunun altında kök, sürgün ve yaprak çalışması durur. Bu yüz den 8°C'nin üzerindeki sıcaklıkların toplamı önemlidir. Gece gündüz sıcaklık farkları, yetiştiriciliği kısıtlayan etmen değildir. Doğal yetişme alanında gece-gündüz sıcaklık farkı 15 C olan yörelerde bitkiler yoğun olarak bulunmaktadır. Don olayları kivi yetiştiriciliğine en çok kısıtlama getiren etmenlerden birisidir. Gözlerin sürmesi ile hasat ve yaprak dökümü arasında 230-260 gün don olmayan gelişme süresi gereklidir. Özellikle gözlerin sürmesi ve yapraklanmadan sonra olan don olayları bitkiye büyük zarar verir. Körpe ve yeni oluşmuş sür günler 0 °C'nin altındaki sıcaklıklara çok duyarlıdır. Sıcaklığın -1 ya da -2 C'ye düşmesi 1/2-2 saat içinde sürgünlerin kavrulmasına yol açar. Yağmurlama sulama sisteminin olduğu bahçelerde bu sistem çalıştırılarak don zararları önlenebilir Sulama ya da sis ve duman oluşturarak don zararlını önlemek mümkün görülmektedir ilkbahar geç donlarının olduğu ekolojilerde en uygun araziler güneye bakan, hafif meyilli arazilerdir. Soğuk hava tabakasının akış yoluyla uzaklaşması don sorununu azaltır.
Sonbahar donları hasada yakın zamanlarda meyvenin zararlanmasına yol açabilir. Ancak meyvenin yapısı, yerden yüksekliği ve kasım ayı içinde hasat edilmesi, sonbahar don zararlının çok önemli olmadığını ortaya koymaktadır. Kış donlar, bitki yaprak döktükten sonra oluşan sert donlardır. Diğer bitkilerde olduğu gibi sert geçen kışlarda don sonucu gövdede çatlamalar olur. Zeytin, şeftali gibi kivi gövdesi de soğuğa çok dayanıklı değildir. Bununla birlikte odunlaşmış gövdenin (4-6 yaş ve sonrasında) -15, -16 C'ye dayanabildiği bildirilmektedir. Bu duruma göre Türkiye'de yetiştiriciliğinin uygun olacağı düşünülen kıyı kesimlerinde kış donlarının önemli sorun olmayacağı anlaşılmaktadır. Kuzey Akdeniz ülkelerinde 1984-85 kışında -21 C'ye düşen sıcaklıklarda bitkilerin çoğunun toprak üstü organları elden çıkmıştır. Bu gibi bitkilerde toprak içinde bulunan uyur gözler sürerek bitkinin canlılığını korumuştur Kış donları özellikle genç bitkiler için tehlikelidir. Soğuğa yeteri kadar olmayan bu bitkilerin gibi don korumak için 3-4 yaşına kadar ot, saman veya çuval koruyucular kullanılır. Bu malzemeler yerden 50-60 cm yükseğe kadar gövdeye amaç için kapalı ve belirli uzunlukta hazırlanmış "su cepleri'' de kullanmaktadır. Birbirine bitişik uzunca plastik torbalara su konarak kapatilır bu koruyucu malzeme gövde etrafına sarılır. Torbaların içende bulunan su donar ve gövdeyi donmaktan korur. Çok genel bir ifade ile bitkiler kışın -6,5 ile -10 C, baharda sürgünler -6,5 sonbaharda meyveler -2 C'nin altındaki sıcaklıklarda zarar görürler. Vegetasyon döneminde en uygun sıcaklıklar 10-30 C arasıdır Yüksek sıcaklıklar Actinidia yetiştiriciliği yönünden önemli sorun yaratmaz Yaz aylarında 45-50 C sıcaklığa dayanabilir. Yüksek sıcaklıkların bitkiye zararları dolaylı yoldan olur Bu gibi zamanlarda (yüksek sıcaklıklarda) bitkide aşırı su kaybı olur. Bunun sonucu olarak (su kaybı karşılanamazsa) bitkide şiddetli susuzluk belirtileri görülür çok sıcak havalarda bitkinin su isteği daha sık ve dikkatli olarak karışlanmalıdır. Diğer taraftan yağmurlama sistemi sulamalarla ortamın nem oran yükseltilerek su kaybı azaltılır. Bu yolla aynı zamanda bitki serinletilmiş olur Yağmurlama sistemi ile bitkinin serinletilmesi sıcak ülkelerde bağcılıkta da uygulanmaktadır. Soğuklama isteği, kivinin kışları sıcak geçen yörelerde yetiştirilmesinde sorun yaratır. Kültürü yapılan çeşitler 400-700 saat kış soğuklamasına ihtiyaç gösterirler. Bu süreler +7 C'nin altında geçen süre toplamıdır. Soğuklama ihtiyacının karşılanması bitkinin vegetatif gelişmesi yönünden zorunlu değildir. Anca çiçek oluşumu ve ayırımı için soğuklama gereklidir. İhtiyaç duyulan sürenin %40-60'inin karışlanmaması verim düşüşlerine yol açar. Bu yüzden İsrail’de soğuklama isteği düşük olan Bruno çeşidi yetiştirilmektedir. Soğuklama ihtiyacının karşılanmaması kışlar sıcak yörelerde (Sicilya gibi) verimde azalmalara yol açar.
Kış soğuklaması yetersiz olan yörelerde gözler uyanmadan önce yapılacak kısmen giderebilir. hidrojen siyanamid (Dormex) uygulaması soğuklama isteğini kısmen giderebilir.
Rüzgar, üzerinde durulması gereken bir iklim etmenidir. Actinidia sürgünleri çok gevrek ve kırlıcıdır. Sürgünün yıllık çubuğa bağlantısı da kuvvetlidir. Bitkinin yaprakları büyük ve toprak üstü organ çok olduğundan rüzgâr etkisi artmaktadır. Yaprakların parçalanması, sürgünün dipten kopması ya da kılması yanında rüzgâr, meyvelerin dallara çarparak mekanik zararlanma da yol açar. Bu gibi meyvelerin görünüşü bozulur, pazar değeri düşer. Toprağın veya sulama suyunun tuzlu oluşu, rüzgâr nedeni ile oluşan zar arlanmayı ortaya çıkarır ve arttırır. Öte yandan sert rüzgâr Çiçeklerin dökülmelerine yol açar. Aynı zamanda, çiçeklenme zamanında esen sert rüzgâr arı uçuşunu engeller. Sonunda meyve tutumu az olacağı gibi, yetersiz tozlanmaya bağlı olarak meyveler küçük kalır. Şiddetli rüzgârın olumsuz etkilerini önlemek için kivi yetiştiriciliğinde rüzgâr kıranlardan yararlanılır. Bunun için yapay veya doğal rüzgâr kıranlar tesis edilir. Yapay rüzgâr kuranlar rüzgârın geldiği yönde tahta, hasır veya plastik malzemelerden yapılır. Bunlar yere dik veya 30 C meyilli olarak tesis edilirler. Canlı rüzgâr kuranlar daha çok kullanılmaktadır. Bu amaç için kullanılabilen türler Selvi (Cupressus) kavak (Populus), okaliptüs (Eucalyptus), söğüt (Salix) olabilir. Rüzgâr kıran bitkiler kivi dikim yılında veya daha önce dikilmelidir. Yeni Zelanda'da her 33 m'de bir rüzgâr kiran perdesi oluşturulduğu halde Akdeniz ülkelerinde rüzgâr kiran kullanımı yaygın değildir. Etkili bir rüzgâr kuran rüzgâr hızını %50 azaltmalıdır. Rüzgâr kiranın etkisi, kivi taç kısmı ile rüzgâr kıranın üst noktası arasındaki mesafenin 10 katı kadardır. Örneğin 8 m yüksekliğindeki bir rüzgâr kıran kivi yaprak alanı yüksekliği 2 m ise (8-2) x 10 60 m ileriye kadar rüzgâr hızını keser. Dolu bazı yörelerde ve özellikle de geçit bölgelerde ilkbaharda ürüne önemli zarar verebilir. Dolu zararı, sıraların ya da tüm bahçenin üstünü plastik ağla kapatarak önlenebilir. Ancak tahmin edileceği gibi maliyeti oldukça yüksek bir önlem olur. Yağış kivi yetiştiriciliğinde en önemli iklim olayı ve etmendir. Kivi bitkisi yaklaşık 8-9 ay süren vegetasyon dönemi içinde iklime göre topraktan 800-1400 mm su tüketir. Türkiye'nin kivi yetiştirilebilecek yörelerden Doğu Karadeniz Bölgesi dışında hemen hiçbir yeri bu yağış düzenine sahip değildir. Bu yüzden su isteği sulama suyu ile karşılanmalıdır. Sulama konusu da ileride işlenecektir. Yetişti ülkelerden yalnızca Yeni Zelanda'da (Plenty Koyu'nda) yıllık yağış 2.000 mm dir ve düzenli dağılmıştır. Yalnızca bu ekolojide sulama yapılmadan yetiştiricilik yapılabilmektedir.