Kivide Etmeni Olmayan Zararlanmalar: Actinidia asmalarında hastalık ve zararlılara bağlı olmayan bir takım arazlar da görülebilir. Bunların nedeni çevre koşullarının olumsuz etkileri ve beslenme bozukluklarıdır. Bu gibi arazların ilaçla giderilmesi söz konusu değildir. Ortaya çıkan arazların olumsuz etkileri ayni yıl içinde veya sonraki yıllarda görülebil.
Patojenik olmayan arazlar, çoğunlukla uygun olmayan ekolojilerde kurulmuş, bakım işlemleri yetersiz bahçelerde görülür. Özellikle gübreleme, uygun sulama, hastalık kontrollü ve yaz kış budamalarının iyi yapıldığı yörelerde arazlar seyrek olur. Bitkilerde zaman zaman görülen bu arazlar şu başlıklar altında incelenedir.
Kivide Kış Soğuğu Zararı: Kişin sert geçtiği yörelerde veya yıllarda asmalar düşük sıcaklıklardan zarar görürler. Zararlanma esas olarak gözlerde ve odun dokularında görülür. Düşük sıcaklıklara uğrayan gözler ölür ve sürmez. Odun dokuları ise uzunluğuna çatlar ve yarılır. Bu dokular kahverengileşir, sonra da kurur.
Gözlerdeki zararlanma -15 C'de başlar ve daha düşük sıcaklıklarda artar. Gövde ve kollardaki zar arlanmalarda -14 C ve daha düşük sıcaklıklarda ortaya çıkar.
Bitkilerin soğuktan zarar görmeleri: a) düşük sıcaklık derecesi, b) düşük sıcaklık süresi, c bitkinin yaşı, d) bitkinin beslenme durumuna bağlı olarak değişir. Ayrıca çeşitler arasında da soğuğa dayanım yönünden farklılık vardır.
Soğuğa en duyarlı çeşit Hayward ‘dir. Bunu Bruno ve Monty çeşitleri izler Tozlayıcı çeşitlerden Matua ise en duyarlı çeşittir. Örneğin -16.5 C'de (göz canlığına göre) Hayward ‘da gözlerin %37.7'si kısmen veya tamamen zarar görürken bu oran Bruno da %26,9, Montyde %18.3 olmuştur. Matua'da ise gözlerin %60'i orta veya ağır zarar görmüştür. A. arguta soğuğa diğer türlerden daha dayanıklıdır.
Genç bitkiler soğuk zararına yaşlı olanlardan daha duyarlıdır. Hayward çeşidinde, -16,5°C de, 4 yaşındaki bitkilerin gözlerinin %80'i zarar görürken 7 yaş bitkilerde bu oran %3'e düşmüştür. (Costa ve ark. 1985) Kış sonunda veya uyanmaya yakın dönemlerde oluşan don, erken kış için de olanlardan daha çok zarar verir.
Gelişmesi zayıf ve düzensiz bitkiler soğuğa dayanıklı olmazlar. Sonbahar da veya yaz sonunda fazla sulanan bitkiler de iyi pişkinleşmediğinden soğuktan daha fazla zarar görürler. Fazla azotlu gübre ile tek yanlı olarak beslenen bitkiler de soğuğa dayanıksız olurlar. Asmalar, soğuk zararı sonucu toprak üstü organlarının tamamı donarak zarar görseler bile bitki canlılığını korur. Toprak altında veya gövdede bulunan uyur gözler sürerek bitkinin canlılığını devam ettirirler Nitekim 1985 yıllındaki aşırı soğukta bazı Akdeniz ülkelerinde sıcaklığın -21 C ye düşmesi sonucu bitkilerin toprak üstü organları zar arlanmıştır. Ancak kuvvetli gelişen uyur göz sürgünleri asma tacını kısa sürede yeniden oluşturmuştur (estolin ve Messina 1987).
Soğuk zararı gibi olumsuz bir durum bitkilerin yeniden taçlandırılması ve yanlışların giderilmesinde sorunu hafifletmiş olur. Soğuk zararından bitkileri korumak, için gövdenin 10-15 cm kalınlığında ve topraktan 60-80 cm yükseğe kadar sap, saman, ot çuval gibi koruyucularla sarılması ilk önlemdir. Özellikle 5 ve daha aşağı yaşlarda olan bitkilerin gövdeleri her sene bu şekilde soğuktan korunmalıdır. Ot ve sapla sarma aynı zamanda gün düz sıcaklık artışında önler. Ayrıca lastik, yanık yağ, sap saman yakılması, değişik yollarla sulama gibi önlemler de yerine göre bitkileri kiş soğuklarından korur.
Kivide İlkbahar Soğuk Zararı: Actinidia vegetasyon süresi uzun olan bir türdür. Bu asmalar ilkbaharda üzüm asmalarından önce uyanır ve gözler sürer. Sonbaharda ise daha geç yaprakta lekeler. Bazı yörelerde, özellikle çukur ve taban arazilerde ilkbaharda (mart-nisan aylarında) oluşan hafif don'lar bile yeni uyanmış ve körpe sürgünlere zarar verir. Soğuk göz zararına uğramış sürgünler haşlanmış gibi kararır ve pörsür, kuru Yeni uyanmış gözler veya sürgünler -2 hatta -1,5 C de zarar görürler.
Bitkileri ilkbahar don zararından korumak için sulama (özellikle yağmurlama, sis ve duman oluşturulması gibi önlemler pratikte uygulanabilir).
Ayrıca ağaçlandırma seviyesinin yükseltilmesi de bir ölçüde yararlı olur. Soğuk zararına uğramış çiçekler meyve bağlayabilir. Ancak daha sonra gelişemez ve dökülürler bunlar anti Sonbaharda hasattan önce olacak don zararı meyvelerde yapraklarda görülür. Meyvelerin üst kısımları ve yerinden dondan etkilenir. Çoğunlukla meyve sap bağlantı yerinden düşer.
Kivide Rüzgar Zararı: Şiddetli rüzgar meyve, yaprak ve sürgünlere zarar verir. Asmalar çok yapraklı ve yaprakları da büyük olduğundan rüzgârın etkilediği alan geniş olur. Öte yandan sürgünler körpe ve kırlıcıdır. Bunun sonunda rüzgar kırar. Meyvelerde ise çarpma ve sürtünme sonucu mekanik zararlanmalar olur. Bu meyvelerin kabukları ezik ve zedeli olduğundan görünümleri kötüleşir, pazar değeri düşer. Özellikle yaz içinde oluşacak şiddetli, sıcak ve kurak rüzgâr, yaprakların aşırı su yitirmesine yol açar. Bunun sonucu yapraklarda kırılma ve kurumalar oluşur. Şiddetli durumlarda iletim demetlerinin kopması sonucu ani kurumalar olur. Rüzgâr kıranlar özellikle Yeni Zelanda’da çok yaygındır Akdeniz ülkelerinde fazla uygulanmamaktadır. Rüzgâr kiranlar, asma tacının üstünde kalan bölümün 10 katı kadar mesafede koruyucu olur.
Kivide Dolu Zararı: İlkbaharda veya yaz başında bazı yörelerde oluşan şiddetli dolu meyve ve yapraklara yaralama ve delme sonucu zarar verir. Dolu'nun sık yinelendiği ve ağır zarar yaptığı Kuzey İtalya gibi yörelerde maliyeti çok yüksek olmasına karışlık doluya karşı bahçelerin üzeri ağla örtülür.
Kivide Kloroz: Kirecin, özellikle aktif kirecin fazla olduğu topraklarda bitkinin demir alımı güçleşir. Bu gibi toprakların pH si genellikle 8 veya daha yüksektir. Bu gibi durumlarda bitkinin tüm yapraklarında kloroz olarak adlandırılan genel bir sarılık görülür. Aynı durum toprakta yeterli demir olmaması halinde de görülür.
Klorozu önlemek için, bitkiye genellikle topraktan demir bileşikleri verilmesi gerekir. Topraktaki demir düzeyine göre her bitkiye 30-150 gr demir sülfat (de mir chelat) verilmesi gerekir. Bu gibi topraklarda, toprak pH sinin düşürülmesi de tedavi yollarından birisidir.
Kivide Kuraklık Zararı: Çeşitli nedenlerle bitkilerin topraktan yeterli su alamaması durumunda yaprak kenarlarında geriye doğru kıvrılma görülür. Yaprak, su kaybını azaltmak için bu şekilde kıvrılır. Bu yapraklar gevrek ve kırılıcı olur, parçalanır. Hava neminin düşük oluşu ve rüzgârlar da ayni duruma neden olur. Bu yüzden bitkilerin uygun şekilde ve yeterli sulanması gerekir. Kuraklık zararı yaz ortalarında görülür. Bununla birlikte ilkbahar Sonlarında susuzluk sonucu sürgün gelişmesi yavaşlar. Çiçeklenme ve sonrasında oluşacak kuraklık meyve dökümlerine neden acar. Meyve gelişmesinin hızlı olduğu yaz aylarındaki kuraklıklarda meyve irileşmez, bitkiler gelişmez, erken odunlaşma başlar.